Seramik denince ilk akla gelen şeydir torna.

Ortaokul yıllarımda tesadüf eseri bir televizyon belgeseli izledim ve bilmeden hayatıma yön verdim. Çünkü üniversite tercihimi yaptığım yıllarda seramikçi olmaya karar verdim. Belgeselde çömlekçi çarkında torna çekmeyi gösteriyorlardı. Sonra çamuru şekillendirmeyi, kurutmayı, rötuş yapmayı ve ilkel yöntemlerle pişirmeyi gösterdiler. O kadar çok etkilenmiştim ki hemen bahçeye çıkıp biraz toprak aldım. Onu suyla ıslattım ve çamur haline getirdim. Kendimce çamuru çeşitli şekllere büründürdüm. Çanak çömlek yaptım. Kuruduktan sonra yaptığım işlerin sığacağı büyüklükte bir kuyu kazıdım. Kuyunun İçine gazete, talaş ve odun parçalarını şekillendirdiğim seramiklerle birlikte yerleştirip sonra tutuşturdum. İlkel bir pişirimi gerçekleştirmiştim. Ateş sönüp soğuduğunda pişirdiğim işlerin bir kısmı kırık çıktı, bir kısmı patladı ama bazıları da sağlam çıktı. Sağlam olanları test ettiğimde kırılmadıklarını görünce çok mutlu olmuştum.

Çocukluğumda tesadüfen izlediğim belgeselden dolayı çok şanslı bir insanım çünkü seramik yapmanın insanı mutlu eden halini hala yaşıyorum.

Ekim 2017

Emine Gönüllü